shadow

Özel güvenlikçilerin, güvence sorunu

Özel Güvenlik İşçileri Sendikası Başkanı Serdar Aslan ile güvenlik personellerini sorunlarını konuştuk. Aslan, güvenlik personelinin sendikasız çalıştırılmasından ve taşeronlaştırılmanın tekeline verildiğini vurgulayarak köle haline getirildiklerini söyledi

Sendikanız hakkında bize bilgi verebilir misiniz ve yapılan çalışmalar nelerdir?

Özel Güvenlik İşçileri Sendikası (GÜVENLİK-SEN) on binlerce işçinin taşeron şirketlerin çatısı altında asgari ücretle günde 12 saate varan sürelerle, kıdem ve ihbar tazminatı gibi temel güvencelerden yoksun çalıştığı bir sektörde demokratik ve bağımsız bir sınıf ve yaşam örgütü olarak kuruldu. Sadece işçilerin ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirmeyi değil, anti-militarist bir bilincin geliştirilmesi ve toplumun tüm dezavantajlı kesimlerine karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması için mücadeleyi de kuruluş amaçları arasında sayan bir anlayış içerisinde kuruldu. Sizlerin de bildiği gibi sendika anayasal bir hak bizlerde işçilerin bu haklarını kullanması(bilmesi) ve birlikte mücadele etmesi için çaba sarf eden insanlarız.

Yapılan çalışmalar, işçi hakları eğitimi, işçi sağlığı gibi eğitimler veriyoruz. 1 Mayıslarda işçilerin birlik beraberlik ve mücadele günü olan günlerde alanlara çıkıyoruz, işçi cinayetlerin de yine tepkimizi gösteriyoruz biz henüz 3.yılına girmek üzere olan bir sendikayız yeniyiz yeni bir sendikayız üye sayımız 3 bin civarında ve genelde alanlardan örgütlenen bir sendikayız çoğu sendika özellikle bizim güvenlik iş kolunda bizler gibi sokağa çıkan eylem yapan başka bir sendika yoktur. Aslında örgütlü olduğumuz her yerde aktifiz genelde kamu dairelerinde belediye, hastane, üniversite, raylı sistemlerde, fabrika, AVM vs. buralarda örgütlüyüz.

“BİZLER KÖLE DEĞİLİZ”

Özel güvenlik personellerinin sorunları nelerdir?

En temel sorun güvence sorunu, taşeron sorunu özel güvenlik işçileri çalıştıkları yerde güvencesiz çalışmakta sendikal ve sosyal haklardan mahrum olarak 5188 sayılı kanun yeniden düzenlenmeli bu meslek daha güvenceli hale gelmelidir. Bizler çalıştığımız yerlerde açık hedef olarak çalışıyoruz hiçbir hakkımız yok bazı yerlerde kanunen yasaklanmış olsa da güvenlik dışında başka işler yaptırılmakta evrak, işleri, getir götür, çay servisi gibi benzer işler yaptırılıyor. Güvenlik kurslarında verilen eğitim yeterli değildir. Bu eğitim daha nitelikli bir hale gelmelidir. Bunun yanında üniformalar tek tip olmalı. Özel güvenliklere verilen ücretler arasındaki farklar çok dengesiz, aynı işi yapan aynı riski alan işçi arkadaşlarımıza aynı ücret verilmeli bir yerde 3 bin TL alırken diğer yerde 1 bin TL almamalıdır. Bunlar hep sorun ve artık dış kapının dış mandalı gibi görünmemeliyiz bizler işçiyiz güvenlik hizmeti üretiyoruz köle değiliz.

Yasal olarak eksiklikler nelerdir?

En büyük eksikliği özel güvenliğin özerk bir kurum haline gelmemesidir. Güvenlik işçilerine bakışımız sadece bir grup sermayenin çıkarları doğrultusundadır. Ne yazık ki biz güvenlik personellerini bundan koruyacak ve kamusal alana yanaştıracak bir kanun bulunmamaktadır.

“TAŞERONLAŞMA ÇOK FAZLA”

Türkiye’de güvenlik personellerin bu kadar fazla olmasını neye bağlıyorsunuz ve bir dönem kapatılmasıyla ilişkin tartışma olmuştu bunun hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye’de özel güvenlik işkolunun gelişmesi 1980 darbesi ile başlayan ve bugüne dek ulaşan neoliberal politikaların gelişim seyrine uygun ekonomik ve toplumsal değişimlere paralel bir gelişim süreci izlemiştir. Böylece temelleri 1980’lerin sonu ile atılan özel güvenliğin teşkilatlandırılması sürecini, 2004 yılında çıkarılan yasalar ile özel güvenlik alanının hem özel güvenlik şirketleri tarafından ele geçirilmesi hem de bu alanda yaşanan yoğun şirketleşme sayesinde de özel güvenlik sektörü son zamanların en gözde ve en önemli sermaye birikim alanlarından birisi haline gelmiştir. Yıllık 3 milyar dolarlık devasa yatırımlar ise bu alanın sermaye için ne ölçüde önem taşıdığının da göstergesi olmuştur. Böylece AKP iktidarı ile yaygınlaşan yoğun taşeronlaştırma, ucuz iş gücüne bağlı olarak geliştirilen esnek istihdam koşulları ve emeğin güvensizleştirilmesi sürecinden özel güvenlik işçileri de güvensizleştirilen emekçi sınıflar ailesinin yeni bir üyesi olarak nasibini almıştır. Özel güvenliğin iktidar nezdinde sermayeye yarattığı olağanüstü katkıdır. Çünkü özel güvenlik sektörü ve buna bağlı olarak yaşanan yoğun şirketleşme süreci 2001 krizi ardından iktidar lehine neoliberal sermaye düzenine uygun ve karlı bir sermaye birikim alanı yaratmıştır.

2004 sonrası ise özel güvenliğin taşeronlaştırılması ile bu sektör de hem iktidarın çehresine uygun bir şekilde emek sömürüsü yoğun bir alan haline getirilmiş hem de Türkiye’de yoksulluğu sömürmek ve buna bağlı olarak yeni yoksul, güvencesiz ve geleceksiz bir işçi ordusu yaratmak için kullanılmaya çalışılmıştır. Bu noktada özel güvenlik işçileri taşeronlaştırmanın yoğun olarak uygulandığı inşaat, maden, sağlık vb. gibi alanlarda çalışan işçi kardeşleri gibi güvencesiz, düşük ücretlerle çalıştırılan ve yoksulluk sınırı altında sömürülen geniş işçi sınıfı ailesinin bir parçası haline gelmiştir. Türkiye’de istihdam edilen özel güvenlik işçilerinin yüzde 90’ını aşkını taşeronlaştırma altında çalıştırılması ise buna bir örnektir. Özel güvenliğin kapatılması kapatmaktan ziyada yasa bir takım değişikliğe gidecek ve daha militarist bir yapıya bürünecek gibi görünüyor. Sermaye böylesi yatırımı olan bir sektörü eliyle kenara atmaz.

“YIRCA KÖYLÜLERİNE YAPTIĞIMIZ YANLIŞTI”

Güvenlik personellerinin dağılımı nedir? Özellikle üniversite eylemlerinde şiddet kullandıklarını gördük bu görev tanımlamasına giriyor mu?

Özel güvenlikler aslında her yere dağılmış her yerde var sizlerde sıklıkla karşılaşıyorsunuzdur kamu kurumlarından tutunda özel işletmelere kadar liman, üniversite, okullar, hastaneler, AVM’ler, fabrikalar, tramvaylar da, oteller de vb. yani bütün iş kolunun olduğu her yerde varız. Doğrudur maalesef ki üniversitelerde olmaması yapılmaması gereken davranışlar sergilemişlerdir. Bizler sendika olarak karşıyız ve bizim görev tanımlaması içerisinde yer almamaktadır. Bizler yardımcı kolluğuz caydırıcı, önleyici yani kolluğun yapacağı işleri kesinlikle bizler yapmamalıyız. Örgütsüz sendikasız işçi bu durumlar içerisine istemese de düşmekte bir yanda rektörlüğün baskısı bir yanda ekmek kaygısı iki arada bir dere kalmaktadır. Bu sadece üniversiteye has bir durumda değil daha yakın zamanda yırca köylülerine saldırıp kelepçe taktılar köylülere ve bir hafta sonra ne oldu 50 özel güvenlik işten çıkartıldı. Sermaye kullanıyor işi bitince atıyor köle gibi alınır satılır bir durumdayız her yıl ihalelere çıkmaktayız biraz sorunun dışına çıktım ama durum 5188 de özel güvenliğin yapacağı işler tanımlanmıştır.

“ISRARLI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Güvenlik personelinin çoğu sendikasız durumdadır bu nasıl çözülür?

Evet doğrudur sendikasız güvencesiz Özel güvenlik işçileri adına sendikal çalışmalarını yaklaşık bir yıldır DİSK çatısı altında yürüten Güvenlik-Sen güvenlik işçilerinin hem sınıfsal açıdan çıkarlarını ve taleplerini gözeten hem de iktidarın elinde hukuksuzluğun ve baskının aracı olmayan bir sınıf mücadelesi sürdürmektedir. Türkiye’de çalışan yüz binlerce özel güvenlik işçisinin düşük ücretler ile güvencesiz bir şekilde çalıştırıldığı koşullarda Güvenlik-Sen, işçi sınıfının bir parçası olarak ısrarla görülmemesine karşın güvenlik işçilerinin de işçi sınıfının bir ferdi olarak bütünlüklü ve örgütlü bir şekilde mücadele etmesini amaç edinir. İktidarla ya da işyerinde patronlarla uzlaşmacı sendikal anlayışın karşısında işçinin söz ve yetki hakkını savunan Güvenlik-Sen ısrarlı mücadelesiyle örgütleyecektir.

Yeni kurulacak hükümetten beklentiniz nedir?

Seçim öncesi verdikleri sözleri tutsunlar, Taşeron çalıştırma yasaklansın, güvenli ve güvenceli çalışma yasallaştırılsın. Öncelikle kamuda çalışan tüm işçilere kadro verilsin, sendikal barajlar ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılsın. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanının tümüyle sendikalar, ilgili meslek örgütleri ve üniversiteler tarafından denetlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılsın. Asgari ücret insanca yaşam düzeyine çekilsin. Kadına yönelik şiddeti engelleyici yasalar çıkartılsın. Her gün 5 kadının öldürüldüğü bir ülke haline getirilen Türkiye’de; Kadın cinayetlerinin sona erdirilmesi ve kadına yönelik şiddetin engellenmesi için derhal yasal düzenleme yapılsın, “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimi kaldırılsın. Kentlerin ve doğanın yağması durdurulsun. Kentlerimizi, parklarımızı, okullarımızı, korularımızı, zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, derelerimizi, doğayı, tüm yaşam alanlarımızı sermayenin talanına açan başta Afet yasası olmak üzere yağma ve talan yasaları iptal edilsin. İçeride ve dışarıda savaş politikaları durdurulsun. Kürt Sorununda kalıcı barış için adımlar atılsın, yeniden kan dökecek savaş politikalarının önü kesilsin, Eğit –Donat iptal edilsin, cihatçılara lojistik destek durdurulsun, sorumlular yargılansın.

Kendinizden bahseder misiniz?

İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara’da okudum. 2002 Hacettepe üniversitesi ağaç işleri teknolojisi bölümünü kazandım ve hazırlık sınıfındayken okulu bıraktım. Şuan A.Ö.F Sosyal hizmetler okuyorum Özel güvenlik sektöründe çalışan bir işçiyim. Malatya doğumluyum İzmir Büyükşehir belediyesinde çalışmaktayım evliyim. Eşimde aynı sektörde çalışan bir güvenlik emekçisi sendikanın hem kurucu üyesi ve şuanda da Genel Başkanı’yım.

egedebugun-gazetesi



Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!