Tayyip Erdoğan’ın özel güvenlik örgütlenmelerine son vererek yerlerine emniyet teşkilatını işaret etmesi üzerine DİSK Güvenlik-Sen bir açıklama yaptı. Özel güvenlik işçileri, emeklerine sahip çıkacaklarını ve kimsenin hukuksuzluğunun maşası olmayacaklarını duyurdu
Çağlayan Adliyesi’ndeki rehin eyleminin ardından avukatları suçlayan açıklamalara imza atan ve adliyelerde aramaların talimatını veren Tayyip Erdoğan, Bükreş dönüşü uçağında yaptığı açıklamalarda özel güvenlik şirketleri ve emekçileri ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Özel güvenlik teşkilatlarının gözden geçirilmesi gerektiğini, hükümetin bu konuyu masaya yatırma konusunda ‘tavsiye’de bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye’nin bir emniyet teşkilatı var. Türkiye Cumhuriyeti, emniyet teşkilatıyla buralarda polislerimizle veya değişik bir şekilde yine emniyet teşkilatı adalet saraylarına yönelik bir koruma teşkilatını kendisi kurmalıdır. Özel güvenlik kaldırılmalıdır” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Ankara’da Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen DİSK Güvenlik-Sen üyesi işçiler burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Güvenlik-Sen adına basın açıklamasını Örgütlenme Uzmanı Bülent Bulduk gerçekleştirdi. Bulduk’un yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
Kamuoyunun da bildiği gibi 31 Mart tarihinde Çağlayan Adliye’sinde yaşanan olaylar sonrasında özellikle İstanbul Adliyelerinde bir dizi hukuksuzluğa ve buna bağlı olarak da çatışmalara tanık olmaktayız. Yaşanan olaylar bahane edilerek avukatlar ve özel güvenlik işçileri hedef tahtasına oturtulmak istenmektedir.
Bir yandan adliyelerde yapılan elle aramalar halka bir eziyete dönüşmekte, uzun kuyruklar oluşmakta, halk adliyelere girememekte, süreli ve saatli işlerine geç kalmaktadırlar. Bu şekilde halkın hak arama özgürlüğü ve hakkı gasp edilmektedir. Ne yazık ki emir komuta zinciri ile görev yapan özel güvenlik işçileri de hukuka aykırı tüm bu uygulamalara alet edilmeye çalışılmaktadır.
Anayasa madde 137 ile düzenlenen KANUNSUZ EMİR uyarınca “yasaya aykırı emir uygulanamaz” mahiyettedir. Yasalara aykırı ve keyfi emirleri uygulayan güvenlik işçilerinin hukuksal sorumluluktan ve cezadan kurtulamayacağı, kendilerine bu emirleri veren şeflerin, amirlerin, hatta savcıların değil kendilerinin sanık sandalyelerine oturacağı unutulmadan hareket edilmelidir.
Özel güvenlik işçileri bir yandan her türlü çatışmada ve hukuksuzlukta öne sürülüp yurttaşlarla karşı karşıya getirilirken diğer yandan da işsizlikle tehdit edilmektedir. Bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından bugün yapılan açıklamada yıllardır kamu ihaleleri ile büyük bir sektör haline getirilen özel güvenlik hizmeti şimdi “tarihe gömülmek” isteniyor. Yönetememe krizinin bir faturası da özel güvenlik işçilerine kesilmek isteniyor! Cumhurbaşkanı “kendini taşın altına koyacak insanlara” ihtiyaç var diyerek özel güvenlik işçilerinin yerine polisin getirilmesini öneriyor. Bu, güvenlik hizmetinin militaristleştirilmesi olacaktır! Maddi ve siyasi rant kavgaları arasında asıl “taşın altında” kalansa zaten açlık sınırının altında ve sürekli işsizlik tehlikesi ile yaşayan özel güvenlik işçileridir!
Özel güvenlik işçileri kimsenin maşası veya yap-boz tahtası değildir! Özel güvenlik işçileri olarak bizler işimize, emeğimize sahip çıkacağız ve kimsenin hukuksuzluğunun maşası olmayacağız!
DİSK/Güvenlik-Sen olarak bizler hangi gerekçe ile olursa olsun yapılan hukuksuz ve keyfi uygulamaları, bunların normalleştirilmesini, emekçilerin birbirleriyle karşı karşıya getirilmesini doğru bulmuyor ve kınıyoruz. Tüm özel güvenlik işçilerini de hukuk kuralları dahilinde ve sağduyulu davranmaya ve emeğine sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Güvenlik-Sen Genel Merkez